20. yüzyılın başlarının unutulan ikonlarından Loïe Fuller’in gerçeklere tamamen bağlı kalmadan anlatılan bu coşkulu ve şehvetli hikâyesinde Fransız aktrismüzisyen Soko başrolde. I. Dünya Savaşı öncesi Paris’te, Folies Bergère’de oldukça kişisel, neredeyse avangard performanslara imza atan, öncü dansçıkoreograf- mucit Loïe Fuller rolüyle Soko şimdiye kadarki en güçlü performansını sergiliyor. O zamana dek görülmemiş incelikteki gösterileri tuhaf kostümler ve canlı ışıklarla –çoğunlukla kendi sağlığı pahasına– tasarlayan Fuller’in yoluna, dünyanın en meşhur dansçısı olma arzusunda vuslata eremeden, entrikacı Isadora Duncan tarafından, deyim yerindeyse taş konuyor.